Blog
Sizi “değersiz” hissettirdiğini düşündüğünüz insanlarla bir arada olmanızın tek sorumlusu işiniz, bulunduğunuz çevreniz ya da sizin dışınızdakiler değildir. Bu kişilere sınır çizme veya ortamı değiştirme tabi ki sizinle ilgili ama ondan önce asıl bakmanız gereken;
”değer” kavramına hangi anlamı yüklediğiniz,
“değerli” hissetme tanımız,
“değerli” hissettiğinizde ne olacağını zannettiğiniz ve en önemlisi de tüm bunlara ne zaman karar vermiş olduğunuzdur.
Yaşamın çok erken yıllarında “duygusal” tanımlarımız belli bir süre sonra “zihinsel” tanımlarımıza, yine bir süre sonra “fiziksel” tanımlarımıza yani deneyimlerimize dönüşür.
Yarattıklarınız yani yaşamınız bu şekilde oluşur.
Siz olanın şu “an” olduğunu zannederken geçmişte takılı kaldığınızı fark edemeyebilirsiniz. Bu döngüden çıkmayı seçmedikçe yani üzerinde düşünüp fark etmedikçe bir kedinin kuyruğunu yakalamaya çalışması gibi aynı döngülerde kalırsınız. Belki buna “bu benim imtihanım, bu benim kaderim” der devam edersiniz ama şu “an”ı geçmişinizde takılı kalarak yarattığınızı bilmek “an”da geçmiş hikayenizi bulup fark etmeniz “an”da ki seçimlerinizi ve kararlarınızı değiştirecektir. Çünkü zaman üç boyutta düşündüğünüz şekli ile lineer değildir. Geçmişi ve geleceği “an”a getiren zihinsel kararlarınız ve bilincinizdir.
“Değerli” hissetmek sizin için -henüz küçük yaştayken- istemediğiniz şeyleri yaptıktan sonra aldığınız bir “aferin” olabilir. Bu durumda istediğiniz şeyleri yapmanın sonucuna da (o onayı o aferini alamadığınız için)
“değersiz” hissetme tanımını yüklemiş olabilirsiniz. Bu şekilde duygusal-zihinsel-fiziksel döngünüz;
değerli hissedersem istemediğim şeyleri yapmak zorunda kalırım şeklinde olduğunda, istediğiniz şeyler—-onları yapmak—– değersiz olmak döngüsünü yaşayabilirsiniz. Ya da;
İstediğim şeyler—-onları yapmamak—– değerli olmak döngüsünü de seçiyor olabilirsiniz.
Yaşamak istediğiniz her ne ise aynı döngüyü görebilirisiniz . Bu artık sizin deseniniz olur.
Hedefiniz para kazanmaksa “değerli” hissetmek için istemediğiniz işleri yaratabilir, ilişki ise istediğiniz ilişki içinde kendinizi “değersiz” hissetmeniz olası olabilir.
“Dışarıda olanlar içeride olanların sonucudur, içimizde aktif olmayan hiçbir duyguyu dışarısı bize hissettiremez” derken kast ettiğim ise tam olarak budur. Seçim gücünüzü, geçmişi şu “an”a taşıyarak yaratan sizsiniz (geçmişte aldığınız kararların sonuçlarını yaşarsınız) Başka bir deyişle hiç kimse ya da hiçbir şey sizin yaşadıklarınızın suçlusu değildir. Siz yaşadıklarınızın belki tek değil ama ilk sorumlususunuz. Kararlarınızın sorumluluğunu almak , döngünüzü fark etmek değişiminiz için ilk ve en önemli adım olacaktır.
Zihniniz geçmişi “an”a getirdiğine göre geçmiş hikayeleriniz değiştirmek için “an” tam da şimdi ve burada. Değerli hissetme herkesin doğuştan sahip olduğu bir hak. Hepimizin başlangıç noktası farklı olsa da bu hakkı, yaratıcının bize sunduğuna uyanmak için “an” tam da şimdi ve burada. Sevgi ve güçle.